Haberlerden haberi olan çocuklar DURAK HABERCİK
Dünya'nın haberini yapıyor, 'Weekly news'

Kitaplardan Korkan Çocuk..

Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı kitabıyla ülkemizde çok sevilen Susanna

Fantastik hikayeler makinası oyunu minik seyircilerini bekliyor...

Mayıs'17
15:00
14

Yazan: Can Yılmaz
Yöneten: Serdar Biliş
Sahne ve Dekor Tasarımı:

Türkçe’deki 300 Kelimenin Kökeni 5.000 Yıl Öncesine Dayanıyor...

Kültepe Kaniş Karum höyüğündeki kazılarda bulunan çok sayıda çivi

Bilgisayarlar İş birliği Yapmayı İnsanlardan Daha İyi Öğreniyor...

Araştırmacıların söylediklerine göre yapay zekâyı satranç, dama gibi

Zekiyseniz Sebebi Anneniz!

İyi bir üniversiteyi kazandıysanız, kolay öğrenen biriyseniz ve

bu yöntem ile her birimiz birer hafıza şampiyonu olabiliriz!

Bilgileri, isimleri, numaraları bir çırpıda hatırlayan, mekânları, hatıraları bütün


NASA’nın Bilim Misyonları; insanoğlunun uzayda yaşamı keşfetme eşiğinde



KAĞIT KULLANIMI


Kağıt, günlük yaşantımızda önemli yer tutan malzemelerden



Bir çeşit kaygı bozukluğu ve gelişmeleri kaçırma korkusuyla gereksiz yere

Zamanın Ötesindeki Deha: Nikola Tesla...

O, insanlara sınırsız enerjiyi hediye etmek isterken, meslektaşları ufak


MOF Tabanlı Sistem, Kolaylıkla Havadan Su Sağlayabilir...

Tamamen Güneş Işığı İle Çalışan MOF Tabanlı Sistem, Kolaylıkla Havadan


Blogger de yayın yapmak o kadar kolay ki çocuklar... İlk


Aslında bu haberi dünyadaki bütün ucuz ama güzel icatlarını belirttik yani anlarsanız bazen pahalı eşyalar işe yaramazdır.Yani ucuz eşyalar bazen daha iyidir ve bir daha ki  sefere yayınımızda bilim yazıcağız ve görüşürüz  arkadaşlar.



artık robotlarda fiziksel acı çekebiliyor

Yürüyebilen ve konuşabilen robotlar artık kolaylıkla üretilebiliyor, fakat şimdi ise robotlara canlılara ait belki de tahmin edemeyeceğiniz başka bir özelliğin kazandırılması hedefleniyor; acıyı hissetme yeteneği. Tabii ki araştırmacıların bu yeteneği robotlara eklemelerindeki amaç; eğer robotlar dünyayı istila edecek olurlarsa, insanlara bir şans vermek değil. Araştırmacıların üzerine çalıştıkları bu teknolojinin arkasında, robotların kendi kendilerini ve robotlarla beraber çalışacak insanları korumalarını sağlama fikri var. Örneğin; eğer robotun motorlarını ve teçhizatını tehlikeye atacak bir durum oluşursa, robot kaçınma reaksiyonları gösterebilecek.

Araştırmacılardan birisi olan, Almaya’daki Leibniz University’den Johannes Kuehn’in belirttiğine göre; acı, insanın acının kaynağından kaçınmasını sağlayan bir mekanizmadır. Robotların da kendilerini ve birlikte çalıştıkları insanları koruyabilmeleri için bilim insanları, ‘’yapay robot sinir sistemi’’ olarak adlandırdıkları sistemi geliştiriyorlar. Bu sistemin işlevsel olabilmesi için, canlının sinir sisteminde acı olarak karşılık bulabilecek bütün kaynakların tanımlanması gerekiyor; bıçak ve ateş gibi. Bütün bu kaynakların tanımlanması sonrasında, robot kendisine zarar verebilecek eylemlere karşı reaksiyon gösterebilir. 

Araştırmacılar bu fikirlerini, ucunda basıncı ve sıcaklığı tespit edebilecek bir sensör bulunan robot kol ile test ettiler. Bu sensörde de, insan derisinden modellenen bir ‘robot-doku’ yaması kullandılar. Bu sensör sayesinde nasıl bir acıya karşı nasıl bir tepki verileceği belirlenebiliyor. Geliştirilen robot kol kendisine az acı veren bir durumu tecrübe ederse, acı kaynağı ile bağlantısını koparana kadar yavaşça hareket ediyor ve daha sonra yeniden tanımlanan görevine dönüyor. Eğer çok şiddetli bir acı hissederse, insan operatörden yardım alana kadar kendisini bir çeşit kapama moduna alıyor. Aşağıdaki videoda robot kolun verdiği tepkileri görebilirsiniz.




Asker Karıncalar Savaşta Yaralanan Arkadaşlarını Üslerine Geri Taşıyor...

Düşen karıncanın dostu yine karıncadır. Karıncalar, genellikle koloninin bazı bireylerinden vazgeçebilen sosyal böceklerdir. Ancak bir termit saldırısının ardından karıncaların yaralanan arkadaşlarını beklenmedik bir davranış biçimi göstererek yuvaya geri taşıdığı gözlemlendi. Elbette ki, karıncalar iyi kalpliliklerinden dolayı yaralı arkadaşlarını yuvaya geri taşımıyor. Bu davranış örgüsünün arkasındaki neden, aslında bir sonraki saldırı için hazırlıktır.

Karıncalar, bir sonraki saldırı veya baskın için yaralı arkadaşlarına ihtiyaç duyuyorlar. Afrika’da yaşayan karınca türü olan Megaponera analis, büyük oranda termitlerle beslenir. Besin arayışı nedeniyle, 200-500 bireylik karınca orduları termit yuvalarına bir saldırı düzenliyor. Saldırının ilk aşaması, büyük karıncaların öncülüğünde termit yuvasının kapısının açılmasını içeriyor. İkinci aşama ise, daha küçük karıncaların termitleri öldürüp dışarı çıkardığı bir saldırı organizasyonuyla devam ediyor. Fakat ne var ki; termit yuvaları da büyük çeneli askerler tarafından savunulur ve istilacılar genellikle ciddi yaralar alır. 

Saldırı sırasında uzuvlarını kaybeden karıncalar, yaralanmanın hemen ardından arkadaşları tarafından güvenli bir bölgeye taşınırsa, birkaç saat içinde yaralarını giderir ve neredeyse yara almayan arkadaşları kadar hızlı koşabilecek kabiliyette saldırıya katılır. Science‘da yayımlanan çalışmada University of Würzburg’dan araştırmacılar, karıncaların ilk etapta hala devam etmeye çalıştıklarını, çünkü hala altı bacaklarının var olduğunu düşündüklerini söylüyorlar. Araştırmacılara göre, karıncalar yuva içinde güvenli bir şekilde hareket kabiliyetlerini değiştirebilecek bir uyum içerisine giriyor.

Bu yazının kaynağı: https://bilimfili.com/asker-karincalar-savasta-yaralanan-arkadaslarini-uslerine-geri-tasiyor/
Kukla festivali perdelerini çocuklar için açıyor...

Ataşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından organize edilen festivale Portekiz’den Teatro Trule, İtalya’dan Eva Sotriffer ve Max Castlunger, İspanya’dan Toni Zafra, Çek Cumhuriyeti’den Karromato, Bulgaristan’dan State Puppet Theatre Bourgas (Burgaz) ve Macaristan’dan da Mikropodium katılıyor.

Festivalde kukla sanatçıları; el kuklası, animasyon, gölge kuklası, ipli kukla, maskeler gibi pek çok farklı tekniklerle, her yaştan izleyiciye kukla sanatının her türünden en iyi örneklerini sunacak.

Festival Bulgaristan’dan State Puppet Theatre Bourgas grubunun renkli, eğlenceli ve büyülü gösterisiyle 20 Nisan Perşembe günü saat 10.00’da Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde başlıyor. Aynı gösteri, 21 Nisan Cuma günü de saat 10.00’da Ataşehir Belediyesi Nikah Salonu’nda meraklılarını bekliyor.

Tarihte imza yerine geçen mühürler vardı...

Dilimize Arapça’dan geçmiş olan bir sözcük olan mühür, “üzerinde isim veya betim/işaret kazılı olan, düzen, yetki ve mülkiyet belgesi olarak imzanın yerini tutan, çeşitli malzemelerden yapılan gereçler” olarak tanımlanıyor. Yazının öncesinde, yani tarih öncesi olarak adlandırılan dönemde dahi kullanılan mühürler, sosyal konularda geçmiş dönemleri aydınlatabilecek nitelikte olmaları nedeniyle oldukça önemli.

Örneğin Güney Mezopotamya’da Uruk şehrinde üretilen bir ürün, pişmiş toprak kaplar ile ticaret malı olarak aktarılmadan önce, bu kapların ağızları kil kapamalar ile kapatılır ve o kapamanın hiç açılmamış olduğunu, değiştirilmediğini ve kimden geldiğini gösterecek olan bir mühür ile güvence altına alınırdı.

Taş Devri “modası”, garip hayvanların uzuvlarından yapılan kolye ve bileklikleri içeriyordu. Okyanusu aşarak Asya’dan Avustralya’ya geçen ilk insanlar, yol boyunca adalarda keşfettikleri “yabancı” hayvanların kemiklerinden, dişlerinden ve kabuklarından “mücevherler” yaptılar. Bulgular, Güneydoğu Asya Adaları’nın ilk sakinlerinin, en az Avrupalı komşuları kadar sembolik uygulamalar ortaya koyduklarına dair eldeki delilleri güçlendirir nitelikte. Modern insanlar ilk olarak en az 60.000 yıl önce bazıları Avrupa’ya doğru olmak üzere Afrika dışına çıkmaya cesaret ettiler. Diğerleri ise, yaklaşık 50.000 yıl önce Avustralya’ya göç etmeden önce, doğuya doğru, Asya kıtasının güney kenarına yayıldılar. Bu göç sırasında, adadan adaya geçişlerinde farklı yeni bitki ve bir dizi egzotik hayvanla karşılaştılar. Elde edilen deliller, karşılaşılan bu türlerin insanların simgesel yaşamlarına hızla entegre olduğunu gösteriyor. Örneğin; geçen yıl, arkeologlar, Timor Adası’ndaki bir mağarada Nautilus pompilius isimli bir Güney Pasifik yumuşakçasının kabuğundan yapılmış 42.000 yıllık bir kolye bulduklarını duyurmuşlardı. Şimdi ise, Griffith University’den araştırmacılar, Timor’un yaklaşık 900 kilometre kuzeybatısındaki Sulawesi Adası’ndaki yerli hayvanların kemiklerinden ve dişlerinden yapılmış eski aksesuarlara ulaştı. Tropikal Aksesuarlar Bulunan aksesuarlardan birisi, ağaçlarda yaşayan tüylü bir keseli hayvan olan Ailurops ursinus türünün parmak kemiklerinden yapılmış bir kolyeden oluşuyor. Araştırmacılar, kemiğin uç kısmında açılmış deliğin onun bir kolyeye ya da bileziğe ait olduğunu ileri sürüyorlar. Diğer iki aksesuar ise, babirüsa veya domuz geyiği olarak bilinen bir domuzun (Babyrousa sp.) dişinden yapılmış boncuklardan oluşuyor.

Bu yazının kaynağı: https://bilimfili.com/tarih-oncesi-insanlar-ada-hayvanlarinin-kemiklerinden-aksesuarlar-yapiyordu/
Taş Devri “modası”, garip hayvanların uzuvlarından yapılan kolye ve bileklikleri içeriyordu. Okyanusu aşarak Asya’dan Avustralya’ya geçen ilk insanlar, yol boyunca adalarda keşfettikleri “yabancı” hayvanların kemiklerinden, dişlerinden ve kabuklarından “mücevherler” yaptılar. Bulgular, Güneydoğu Asya Adaları’nın ilk sakinlerinin, en az Avrupalı komşuları kadar sembolik uygulamalar ortaya koyduklarına dair eldeki delilleri güçlendirir nitelikte. Modern insanlar ilk olarak en az 60.000 yıl önce bazıları Avrupa’ya doğru olmak üzere Afrika dışına çıkmaya cesaret ettiler. Diğerleri ise, yaklaşık 50.000 yıl önce Avustralya’ya göç etmeden önce, doğuya doğru, Asya kıtasının güney kenarına yayıldılar. Bu göç sırasında, adadan adaya geçişlerinde farklı yeni bitki ve bir dizi egzotik hayvanla karşılaştılar. Elde edilen deliller, karşılaşılan bu türlerin insanların simgesel yaşamlarına hızla entegre olduğunu gösteriyor. Örneğin; geçen yıl, arkeologlar, Timor Adası’ndaki bir mağarada Nautilus pompilius isimli bir Güney Pasifik yumuşakçasının kabuğundan yapılmış 42.000 yıllık bir kolye bulduklarını duyurmuşlardı. Şimdi ise, Griffith University’den araştırmacılar, Timor’un yaklaşık 900 kilometre kuzeybatısındaki Sulawesi Adası’ndaki yerli hayvanların kemiklerinden ve dişlerinden yapılmış eski aksesuarlara ulaştı. Tropikal Aksesuarlar Bulunan aksesuarlardan birisi, ağaçlarda yaşayan tüylü bir keseli hayvan olan Ailurops ursinus türünün parmak kemiklerinden yapılmış bir kolyeden oluşuyor. Araştırmacılar, kemiğin uç kısmında açılmış deliğin onun bir kolyeye ya da bileziğe ait olduğunu ileri sürüyorlar. Diğer iki aksesuar ise, babirüsa veya domuz geyiği olarak bilinen bir domuzun (Babyrousa sp.) dişinden yapılmış boncuklardan oluşuyor.

Bu yazının kaynağı: https://bilimfili.com/tarih-oncesi-insanlar-ada-hayvanlarinin-kemiklerinden-aksesuarlar-yapiyordu/
2017 23 Nisan Çocuk Bayramı Nevşehir'de olacak...

Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği 18-26 Nisan 2017 tarihleri arasında Nevşehir’de yapılacak. Bende 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramının tüm dünya çocuklarına barışı sevgiyi ve tüm güzellikleri getirmesini diliyorum.

Channels

23 nisan (1) acı (1) admin (1) alfabe (1) arkadaş (1) arkeoloji (1) asker karınca (1) astroloji (1) bayram (1) bilim (6) blogger (1) çocuk (1) deney (1) dünya (2) edebiyat (1) elektrik (1) festival (1) fizik (1) geri dönüşüm (1) hastalıklar (1) his (1) HTML Kod (1) icat (1) kimya (1) kitap (1) kukla (1) mühür (1) nevşehir (1) nicola tesla (1) psikoloji (1) robot (1) Sanat (2) sosyal medya (1) tarih (2) teknoloji (2) tıp (1) tipografi (1) tiyatro (1) türkiye (1) ucuz (1) world (1) yapay zeka (1) yaralanma (1) yayın (1) zeka (1)